Filistin Meselesi Üzerine Genel Medya Politikaları

İçindekiler

Filistin Meselesine İlişkin Genel Medya Politikaları

İsrail İşgaline İlişkin Genel Medya Politikaları

Dünya Genelinde Filistin Meselesine Yönelik Söylemler Üzerine Medya Politikaları (1)

Dünya Genelinde Filistin Meselesine Yönelik Söylemler Üzerine Medya
Politikaları (2)

Dijital Medyada Filistin’i Desteklemek için Medya Politikaları

Biçim ve İçeriğe İlişkin Medya Politikaları

Savaşlar ve İntifadalar Sırasında Kullanılan Küresel Söylemler Üzerine
Medya Politikaları

Filistin Meselesi Üzerine Genel Medya Politikaları 

Gazeteciler ve Medya Kuruluşları için El Kitabı

Filistin Meselesine İlişkin Genel Medya Politikaları

Bu el kitabı, Filistin meselesine ilişkin medya söylemleri için birtakım medya politikası önermektedir. Gazetecilerin, basın ve medya kuruluşlarının bu politikaları aşağıdaki gibi ele almaları tavsiye edilmektedir:

  • Filistin meselesi ve Arap-İsrail çatışması, bütünsel, gerçekçi ve
    daimi işgal altında olan bir ulusun varoluşsal mücadelesi olarak
    sunulmalıdır. Burada bahsettiğimiz millet, Nekbe’yi “Büyük felaket”
    yaşamış ve onlarca yıldır yerlerinden edilmeye maruz kalmış bir
    millettir. Filistinliler özerklik, özgürlük, bağımsızlık ve mülteciliğin
    son bulup evlerine dönebilmeleri için mücadele eden insanlardır.
    Dolayısıyla Filistinliler, insani onur ve adalet ilkelerinin gereğini
    arayan bir halk olarak tanıtılmalıdır. Mücadeleleri ne eşit güçler
    arasında gerçekleşen bir çatışmaya ne de tartışma ve müzakereye
    açık görüş ayrılıklarına dayanmaktadır. Bilakis Filistinliler sürekli
    saldırı, vahşet ve işgalin denetlenmeyen yayılımı ile karşı karşıyadır. Bu durum gerekçelendirilemeyecek ya da oldubittiye getirilemeyecek kadar ciddi bir durumdur.
  • İsrail, bölgede yasal ya da demokratik değil, tamamen yasadışı
    bir varlık olarak tanımlanmalıdır. İsrail, “İşgal devleti”, “Siyonist
    işgal”, “apartheid devleti”, “ırkçı devlet” ve benzeri ifadeler ile
    nitelendirilmelidir; çünkü, tarihi gerçekler ve İsrail’in uymadığı
    uluslararası ilkeler bunu gerektirmektedir. Ayrıca bu ifade ve
    kullanımlar, etnik ırkçılığa, mitlere ve yanlış bilgilendirmeye
    dayanan işgal devletinin kuruluş niteliğini de ifade etmektedir.
  • Medya kuruluşlarının her düzeyinde Filistin meselesindeki
    yeni gelişmeler için bir alan ayrılmalıdır. Programlarda ve farklı
    yapımlarda titizlik gösterilmeli, kültürel ve dilsel ögelerden bağımsız
    tüm dünya toplumlarına ulaşacak yöntemler geliştirilmelidir.
  • Filistin meselesini doğru yansıtan bir terminoloji kullanılmalı ve işgal
    propagandasını ve planını destekleyici terminoloji kullanımından
    kaçınılmalıdır. Örnek vermek gerekirse;
    * “Irkçı ayrım duvarı” ya da “işgal genişletme duvarı” yerine “güvenlik              duvarı” terimi kullanılmamalıdır.
    * “Direniş eylemleri” yerine “sabotaj eylemleri” ya da “terörist
    saldırıları” kullanılmamalıdır.
    * “1948 toprakları Filistinli vatandaşlar” ya da “1948’de işgal  edilen                 topraklardaki Filistinliler” yerine “İsrailli Araplar” denilmemelidir.
  • Filistin’in coğrafi sınırları, İngiliz manda döneminde belirlenmiş
    27.000 km2 alana sahip tarihi sınırlardır (tarihi Filistin).
  • Medya ve akademik kuruluşlar, Filistin meselesinde etkin bir şekilde
    yer alabilmek için gazetecilerin sürekli gelişmesine ve becerilerini
    ilerletmelerine odaklanmalıdır.
  • Filistin meselesi, bölgedeki siyasi, ideolojik, mezhepsel ve
    etnik çatışmaların olumsuz etkilerinden ve sonuçlarından ayrı
    tutulmalıdır. Filistin’deki durum temel insani hak, adalet arayışı
    ve uluslararası bir dava olarak dillendirilmeli ve durum siyasi
    kutuplaşma ve fikir ayrılığı meselesine indirgenmemelidir.
  • Filistin halkının kendini savunma ve işgale direnme haklarına vurgu
    yapılmalıdır. Direniş ve “terörizm” arasındaki fark açık ve belirgin bir
    şekilde gösterilmelidir. Öyle ki bu bağlamda kullanılan “terörizm”
    ifadesi hem rahatsız edici hem de gerçeğe aykırı bir beyandır.
    Aşağıda belirttiğimiz haklar gibi, Filistin halkının maslahatına
    yönelik meselelere dikkat çekilmelidir:
    * Direniş
    * Eve dönüş
    * Özerklik
    * Başkenti Kudüs olan bağımsız bir devlet
    * Hristiyan ve Müslümanlar için kutsal bölgelerde ibadet etme
    özgürlüğü
    * İfade özgürlüğü
    * Siyasete katılma özgürlüğü
    * Siyasi ve sosyal grupların birleşme özgürlüğü
    * Tutukluluğun bitme özgürlüğü
    * Basın özgürlüğü
    * Hareket özgürlüğü
    * Eğitim özgürlüğü
    * Yaşam, hürriyet ve mutluluk arayışı
    Yukarıda zikredilen tüm bu haklar, uluslararası sözleşmeler ve
    müzakereler tarafından belirlenmiş insani haklardır.
  • Siyasi iltimasın bir kurbanı oldukları için Filistin halkına uygulanan
    adaletsizliğin sona erdirilmesi konusunda uluslararası toplum,
    gerekli sorumluluğu göstermelidir. Kuşkusuz küresel adaletin
    olmayışı ciddi bir sorundur ve bu adaletin sağlanması, işgalin
    sona ermesi ve halkların ve milletlerin feragat edilemez haklarının
    korunması uluslararası bir sorumluluktur.
  • Filistin meselesi, yaşanan hikayelerin aktarılmasını gerektiren
    insani bir mesele olarak da görülmelidir. Haberler, Filistin
    meselesinde İsrail yerel kaynaklarının meseleyi dönüştürdüğü suç
    hikayelerinden beslenmemelidir. Bunun yerine Filistinlilerin insani
    yanı, mücadeleleri, çektikleri sıkıntılar ve haklarının ve onurlarının
    ihlal edilişi ele alınmalıdır. İnsan seslerinin güçlü bir şekilde
    yansıtıldığı hikayeler şu başlıkları içermelidir:
    * Çocukların tutuklanması
    * Silahsız sivillerin bombalanması
    * Yaşlılara saldırı ve kötü muamele
    * Kadınların ve yeni doğum yapmış annelerin tutuklanması
    * Evlerin ve ağaçların yakılması
    * İşgalin getirdiği yoksulluk
    * Kontrol noktalarındaki sıkıntılar
  • Haberler Filistin ulusal birliğini desteklemeli ve işgale karşı tek
    bir tutum sergilemelidir. İnsanlar arasında uyuşmazlık ve ayrışma
    yaratma çabalarından kaçınmaya özen gösterilmelidir. Aleni
    partizan ve hizipçi yöntemlerden kaçınılmalıdır; ancak, Filistin
    halkının genel sorunlarından uzaklaşmaksızın, yapıcı diyalog ve
    eleştirilere açık, fikir ayrılıkları da gösterilmelidir.
  • İşgal devletinin Filistinlilere karşı işlediği suçları ve hak ihlallerini
    göstermek, yerel, bölgesel ve küresel düzeyde medyanın
    sorumluluğundadır. Bunu yaparken tüm bilgiler kontrol edilmeli
    ve detaylar doğrulanmalıdır.
  • Gazeteciler ve medya kuruluşları, Filistin meselesiyle ilgili
    yayınlanmış gerek Arap gerekse global tüm yayınları inceledikten
    sonra kullanmalıdır. Yanıltıcı ve yanlış içerikler saptanmalı ve
    profesyonel bir şekilde müdahale edilmelidir.

İsrail İşgaline İlişkin Genel Medya Politikaları

İşgal devletinin meşruiyetini veya yasal ve siyasi etkisini tanımayı reddetme ilkesine dayanılması ve Filistin meselesi ele alınırken İsrail işgaline yönelik aşağıdaki medya politikalarının uygulanması önerilmektedir:

  • İsrail işgalinin resmiyette çizilmiş bağımsız sınırları yoktur;
    dolayısıyla, genişleme emellerini kontrol altına alan bir anayasaya
    da sahip değillerdir. Coğrafyaya ya da fiili sınırlara işaret etmek
    gerektiğinde, “1948 işgali altındaki Filistin” ya da “1948’te işgal
    edilmiş Filistin bölgesi” denilmelidir.
  • İşgal yönetiminin Filistinli sivillere karşı işlediği suçlar, kurumlar
    ve yerleşimci gruplar vasıtasıyla yaptıkları hak ihlallerini, işgalin
    suçunu gösteren ve izleyicinin duyarlılığını dikkate alan bir
    şekilde vurgulanmalıdır. Bunlar arasında aşağıdaki eylemler
    mevcuttur:
    * Toplu cezalar
    * Rastgele bombalama
    * Kuşatma
    * Kasten cinayet
    * Keyfi tutuklama
    * Çocuklara, kadınlara ve yaşlılara saldırı
    * İşkence
    * Kalıcı sakatlıklara sebebiyet verme
    * Sivillere yönelik saldırı
    * İnsanlık onuru ihlalleri
    * Kutsal mekanlara saldırı (Gerek Müslüman gerekse Hristiyan
    kutsallarına)
    * Topraklara el konulması
    * Evlerin yıkılması
    * Mahsullerin yakılması
    * İnsan haklarının ihlal edilmesi
  • Yerleşimcilerin sivil olmadığını belirtmek önemlidir. Ağır silahlı
    bu kişiler, işgal ordusunda hizmet etmekte ve tamamiyle Filistin
    bölgelerindeki ve Filistin nüfusu arasındaki yerleşim yerlerinde
    ikamet etmektedirler.
  • İşgal devleti İsrail’den gelen resmi ya da gayri resmi hiçbir figürün
    ya da İşgali destekleyen ve işgal devleti vatandaşı olan hiçbir
    Siyonist figürün, konuşmacının veya görevlinin konuk edilmemesi
    önerilir. Ayrıca işgal liderleriyle yapılan basın konferanslarının canlı
    yayınlanmasından kaçınılması tavsiye edilir. Gazeteciler ve editörler,
    medya kuruluşunun yayın politikasına bağlı kalarak, haber bülteni
    ve programlarda onlara değinmekle yetinmelidir.
  • İsrail medyası tarafından yayınlanan içerik, terminoloji ve
    ifadelere bilhassa dikkat edilmelidir. İşgal yanlısı propaganda
    ve ön yargılardan kaçınmak için bunların üzerine eğilmek ve
    bilgileri düzenlemek önemlidir. Bunun için profesyonel standartlar uygulanmalıdır. Örneğin, -sadece bununla sınırlı olmamak üzere- alıntılanan cümlede parantez içlerinde terimlerin tanım ve açıklamaları yapılabilir.
  • İşgal devletini boykot eden küresel kampanyalara yönelik, bu
    kampanyaların niteliği ile ilgili açıklamalar ve haberler yapılmalıdır.
    İnsanların, boykota nasıl katılabileceklerini ve boykot süresince
    elde edilenleri ve sonuçlarını bilmesi gerekmektedir.

Dünya Genelinde Filistin Meselesine Yönelik Söylemler Üzerine Medya Politikaları (1)

Yukarıdakilerin tümü göz önüne alındığında, küresel ve bölgesel medyada Filistin meselesinin varlığını, etkisini ve erişimini geliştirmek için birtakım medya politikasına ve standardına ihtiyaç vardır:

  • Dünya çapında farklı farklı topluluklar için çeşitli yapımlarda
    fotoğraflar, çizimler, karikatürler kullanılmalı, birçok dilde medya
    yapımları sunulmalı ve Filistin şarkılarını içeren müzikler gibi
    sanatsal form ve biçimlere uygun materyalin dolaşımı ve yayılımı
    sağlanmalıdır. Bu faaliyetler, kalpleri ve zihinleri kazanma girişiminin
    bir parçası olmalı ve ortak insan paydasıyla temasa geçmelidir.
    Bu çalışmalar, her bölgenin tarihine, çevresine, etnik kökenine,
    din ve kültürüne hitap edebilmelidir. Ayrıca içinde bulundukları
    topluluklara etki etmesi açısından, medyanın siyasi, toplumsal ve
    entelektüel isimlere hitap edebilmesi de oldukça önemlidir.
  • Faaliyetlerin bir parçası olarak, Filistin meselesine ve meselenin
    farklı boyutlarına odaklanan rekabetçi üretim ve uluslararası medya
    kutlamalarına ve programlarına katılım desteklenmelidir. Filistin
    sanatı ve sanatçılarının estetiğini vurgulamanın yanı sıra, çeşitli
    alanlarda Filistinlilerin yetenek ve yeterliliklerini ortaya çıkarmaya
    odaklanılmalıdır. Bunların yanı sıra, bu konuda ortak girişimler,
    projeler ve programlar geliştirilmeli ve bu haklı davada ifade
    özgürlüğü ve içeriğin bütünlüğü sağlanmalıdır.
  • Dünya çapında genel insani değerlerden faydalanacak ve tüm
    dünyadaki güncel medya sözleşmelerinin önceliklerini dikkate
    alacak şekilde ifade ve söylemler kurgulanmalıdır. Uluslararası spor
    ligleri ve büyük sanat festivalleri gibi geniş çaplı organizasyonlar
    vasıtasıyla Filistin meselesine olan ilgi canlı tutulmaya çalışılmalıdır.
  • Uluslararası medya kuruluşları ile olay yerinde faal olan Filistinli
    gazetecilerin ve medya kurumlarının ilişkisi güçlendirilmelidir.
    Filistin meselesinin uluslararası kamuoyunda yaygınlaştırılması için
    medya ve basın iletişimi, işbirliği ve ilişkisi artırılmalıdır.
  • Filistin meselesiyle ilgili olsun olmasın, anneler, kadınlar, çocuklar,
    ifade özgürlüğü, suçsuz kurbanları anma, çevre vb. gibi özellikle
    dünyanın belli bölgelerine ait gelişmeleri ya da uluslararası olaylar
    anılırken Filistin meselesi gündeme getirilmeli ve Nekbe, Esirler
    Günü, Toprak Günü gibi tarihi olaylarla, Filistin meselesi temel
    sorunları, detayları ve gerçekleriyle belirli açılardan ele alınmalıdır.
    Bunun için de Filistin meselesiyle ilgili farklı yönlerin vurgulanması
    mümkündür.
  • Filistin ve bölgesi dışındaki halkın gelişme ve koşulları anlayabilmesi
    için gerekli açıklamalar, detaylar ve kavramlar sunulmalıdır. Filistin
    meselesinin kökleri ve detayları hakkında genel ve temel bir bilgi
    olduğunu varsayarak hareket etmemelidir. Durumun daha iyi
    anlaşılmasını sağlamak için tarihi arka planla gelişme ve olaylar
    ilişkilendirmek önemlidir.
    İşgal devletinin uluslararası düzeydeki yanlış yönlendirici
    propagandasını çürüterek mücadele edilmeli ve iddialarının aksi
    ispatlanmalıdır. Yaşanan gelişmeler ve gerginlikler sırasında da bu
    çabaya özel bir dikkat gösterilmelidir. Bir yandan da işgal devletinin
    propagandası, kurumları, sözcüleri veya lehine önyargı içinde
    olanlar tarafından başlatılan kışkırtıcı kampanyalara karşı konulmalı
    ve çarpıtmalarla mücadele edilmelidir.

Dünya Genelinde Filistin Mese-lesine Yönelik Söylemler Üzer-ine Medya Politikaları (2)

Filistin meselesi hakkındaki söylemlerin yerelden küresele etkin bir şekilde ulaşması için, söylemlerin içeriğine ve uluslararası izleyiciyle ne şekilde etkileşimde olduğuna önem verilmeli ve çaba gösterilmelidir. Bunun için aşağıdaki nokta ve hususlar göz önünde bulundurulmalıdır:

  • Filistin’in yurtiçindeki ulusal konumunun, Müslümanlar, Hristiyanlar
    ve işgali reddeden ve haklarına bağlı olan bazı Filistinli Yahudiler
    açısından birliği unutulmamalıdır.
  • Filistin meselesine yönelik önerilen çözüm süreçleri, adalet
    temelinde yürütülmelidir. Adaletin tesisi ise işgal sona ermeden
    ve Filistinlilerin ulusal haklarının tamamının iadesi olmadan
    gerçekleşmeyecektir.
  • Irkçılığın şiddetli bir modeli olarak kabul edilen işgal devletinin,
    ırkçı doğasına odaklanılmalıdır. Bunlar arasında;
    * Batı Şeria’daki ırkçı ayrım duvarının inşası
    * Batı Şeria ve Kudüs bölgelerinin yasadışı yerleşimler vasıtasıyla
    ele geçirilmesi
    * Çarpıtmalar, bahaneler ve mazeretlerle Filistinlilerin şehir ve
    köylerinden edilmesi
    * Yerleşimcilerin Filistin bölge ve topraklarına taşınmasına izin
    verilmesi
    * Ayrımcı yasaların yürürlüğe sokulması
    * Filistinli vatandaşlara karşı kurumsal ayrımcılık yapılması yer
    almaktadır.
  • Filistin halkının savaşı sadece İsrail işgaline karşıdır ve başka hiçbir
    dini ya da etnik nefretten kaynaklanmamaktadır. Anti-Semitizm
    olarak adlandırılan Yahudi düşmanlığı kavramı da Filistin meselesini
    temsil etmemektedir. Hatta bu kavram, Müslüman coğrafyanın
    tarihine ve gerçekliğine de yabancı bir kavramdır. Öyle ki tarih,
    Yahudi ve Müslümanların birlikte yaşadığına ve onların dinlerine
    ve ibadet mekanlarına saygı gösterildiğine tanıklık etmektedir.
  • Filistin halkı içerisindeki çeşitli uzman ve meslek sahibi çevrelerin
    yanı sıra, kadınlar, yaşlılar, çocuklar ve engelliler gibi farklı
    sosyal grupların da göz önünde bulundurulması sağlanmalıdır.
    Filistinlilerin Filistin içerisinde bulundukları yaşam koşulları, işgal
    devleti ve politikaları altında çektikleri çile ve katlandıkları zorluklar
    ve gösterdikleri fedakarlıklar vurgulanmalıdır. Böylece Filistinlilerle
    dayanışma ve empati yapma şansı ve dayanışma çabalarının dünya
    çapında karşılık bulma ihtimali artar.
  • İşgal devletinin Filistin halkına yönelik uyguladığı pek çok hak ihlali
    açığa vurulmalıdır. Bu tür ihlaller, adaletin temini için uluslararası
    mahkemelerde kovuşturma yapılmasını gerektirir. Bu doğrultuda
    ilgili bilgilere, ayrıntılara, raporlara ve medya materyallerine
    odaklanmak da büyük önem arz etmektedir.

Dijital Medyada Filistin’i Desteklemek için Medya Politikaları

Genel olarak Filistin meselesinin medya içeriği ve politikası gerek geleneksel gerekse dijital olsun, bu el kitabında belirtilenlerle tutarlı yürütülmelidir. Kuşkusuz teknolojik gelişmelerin ilerleyişi ve devam etmekte olan dijital devrim kaçınılmazken; halka hitap etmenin en uygun yolunun bu gelişimlere ayak uydurmak olduğunu hesaba katmak gerekmektedir. Filistin meselesi dijital mecrada ele alırken aşağıdakilerin göz önünde bulundurulması gereklidir:

  • Filistin meselesine ilişkin medya içeriklerinin web sitelerinde ve
    sosyal medya sitelerinde yayınlamaya uygun olduğundan emin
    olun. Bunun için geniş yayılım ve erişim kolaylığı düşünülerek,
    uygun sayfalar, platformlar ve ortamlar oluşturulmalıdır.
  • Filistin meselesine dijital ve sosyal medya platformlarında destek
    vermek için bu platformların nitelik ve özelliklerinin bilinmesi
    gereklidir. Çünkü bir platform için uygun olan bir diğeri için uygun
    olmayabilir. Dahası her birinin, belli bir şekil ve yöntemle hitap
    etmeyi gerektiren kendine has kitlesi ve takipçisi vardır.
  • Sosyal ve dijital platformlar için topluluk kurallarının anlaşılması
    ve dijital materyal ve içeriklerin bu platformların kurallarını ihlal
    ettiği gerekçesiyle silinmesine ya da hesapların kapatılmasına
    olanak vermeyecek şekilde oluşturulması gereklidir. Bilhassa
    Filistin meselesine yönelik içerik oluştururken, bu platformlarda
    uygulanan hesap sansürü de göz önüne alınmalıdır.
  • Ücretli promosyonlar ve reklamda hedef kitle belirleme, belirli
    izleyiciye ulaşmada, eldeki izleyiciyi tutmada, büyütmede
    ve bu erişimi artırmada oldukça etkili yöntemlerdendir. Bu,
    halkın kendisinin, tüketim alışkanlıklarının, ilgi alanlarının ve
    Filistin meselesine yönelik destek ve tutumların derinlemesine
    anlaşılmasını gerektirir. Ayrıca Filistin’e yönelik çalışmalardaki ileri
    analitik ve verilerin kullanımı, kamuoyunun meseleye yönelik
    tutumunun haritasını çıkarmanın gerekli ve etkili bir yoludur.
    Böylece bu meseleye destek veren ve vermeyen coğrafyalar da
    tespit edilir.

Biçim ve İçeriğe İlişkin Medya Politikaları

Filistin meselesi ele alınırken, medya şekil ve içeriği ile ilgili aşağıdaki
politikaların, medya ve basın kuruluşları tarafından dikkate alınması
önerilmektedir:

  • Haber ve medya içeriklerinde, Filistinlilerin çektikleri sıkıntılar
    direniş ve meşru müdafaa eylemleri olarak vurgulanmalı ve sunulmalıdır.
  • İsrail işgalinin, özellikle savaşlar ve silahlı çatışmalar sırasında,
    sivil haklarını ihlal ettiği görüntüleri sunmaya odaklanılmalıdır.
    Bu içerik üretimi, izleyicinin psikolojik durumunu olumsuz yönde
    etkilemeden hem işgalin vahşiliğini gösterecek hem de insanların
    itibarına saygı duyacak şekilde yapılmalıdır.
  • Haberde her kurumun alanı ve kimliğine bağlı olarak, Filistin
    meselesinin siyasi, toplumsal, düşünsel, kültürel ve insani yönlerinin
    ele alınması önemlidir.
  • Hassas konuları inceleme ve soruşturma yöntemleri, özellikle işgal
    devletinin işlediği suçları açığa çıkarmaya yardımcı olacak şekilde
    geliştirilmelidir.
  • Medya yapım ve formatları çeşitlendirilerek, haberler, insan
    hikayeleri, raporlar, bültenler, belgeseller, kısa filmler, köşe yazıları
    ve farklı fikirler ele alınmalıdır.
  • Filistin’e destek veren tüm yerel ve uluslararası trendlere, kurumlara,
    organlara, derneklere ve partilere karşı açık olunmalıdır. Tüm bu
    grupların medyadaki varlıklarından, milli ilke ve haklara uygun ve
    Filistin meselesine destek verecek şekilde yararlanılmalıdır.
  • Filistinli tüm parti ve hiziplere ve onların İsrail işgali karşısındaki
    birlik esası üzerine farklı görüşlerine saygı duyma. Şahısları, parti
    ve grupları ihanetle suçlamaktan ve hedef göstermekten kaçınma.
  • Filistin halkının bir bütün olduğu fikri canlı tutulmalı ve Filistin’e
    yönelik haberlerin Filistin’in içinde ve dışında bir dengede yürütüldüğünden emin olunmalıdır (Filistin, iltica alanları ve diaspora).
  • Filistin’den resimlerin, güçlü ve etkili bir medya değeri olan canlı
    video çekimlerin, öne çıkan protestoların, tutuklamaların ve işgal
    devleti tarafından işlenmiş ve ayrıntılı açıklama gerektirmeyen
    diğer suçların ve olayların gelişmeleri sürekli olarak raporlanmalı
    ve yayınlanmalıdır.

Savaşlar ve İntifadalar Sırasında Kullanılan Küresel Söylemler Üzerine Medya Politikaları

Aşağıdaki medya politikaları, işgal devletinin saldırganlığı ve savaş altında yaşayan Filistinlilerin gerçekliğini yansıtan güçlü bir küresel medya söylemini ve içeriğini belirlemeye katkıda bulunmak için önerilmektedir:

  • Filistinlilere yönelik gerçekleşen saldırılardan kaynaklanan
    sorunlara, insani meselelere ve hikayelere odaklanılmalı ve bu
    çalışmalarda duyguların önemi göz önünde bulundurularak bir
    söylem geliştirilmelidir. Şehit, yaralı ve esirlerin yalnızca sayılarından
    bahsetmek yerine, isimleri anılmalı ve onların, ailelerinin ve
    çocuklarının hikayeleri yayınlanmalıdır.
  • Olayların detaylarını anlamayı ve yaymayı kolaylaştırmak adına,
    hızlı gelişmeleri gösteren veri grafikleri, çizim ve tasarımlar gibi
    görsel yöntemlerden faydalanılmalıdır.
  • Güvenilir ve uzmanlaşmış Filistinli kaynaklara başvurulmalıdır.
    Filistin’e dair bilgiler resmi ve güvenilir kaynaklardan alınmalı ve
    dikkatli bir inceleme ve düzenleme sonrasındaki özel durumlar
    hariç, işgal devletinin hiçbir askeri ve güvenlik kaynağından alıntı
    yapılmamalıdır. Filistin meselesi ve gelişmeleri için çeşitli medya
    kuruluş ve platformlarına önem verilmelidir (Mesela gazetelerin
    baş sayfaları, web sitesi ana sayfaları ve sosyal medya sitelerindeki
    tweetler vb).
  • Savaş ve intifadaların, Filistinlilerde yarattığı kayıp ve hasarın
    büyüklüğüne odaklanılmalıdır. Bunların sonuçları incelenmeli,
    araştırılmalı ve Filistinlilerin zayıf yönlerinin gerçekliği
    resmedilmelidir. Ayrıca İsrail saldırıları ve şiddeti nedeniyle
    temel yaşam gereksinimlerinin nasıl tehdit altında olduğu da
    aktarılmalıdır.
  • Filistin direnişi, İsrail işgal ordusu elinde soykırım ve yok edilme
    tehlikesiyle karşı karşıya kalan Filistinlilerin kendilerini koruma ve
    müdafaa etme meselesi olarak sunulmalıdır. Dolayısıyla, direnişin
    savaşı desteklemediğini, aksine bir an önce bitmesini istediğini
    belirten anlatı desteklenmelidir.
  • Kaynakları, füzeleri, hava araçları ve bombaların yanı sıra olay
    yerindeki yıkıcı etkileriyle de İsrail’in askeri gücünün boyutu
    ortaya konulmalıdır. Bu, resimler ve uygun medya materyalleriyle
    desteklenmelidir. Öte yandan, direnişin gücü ve potansiyeli
    abartılmamalı ve onun yerine meşru müdafaanın kahraman
    hikayelerine odaklanılmalıdır.
  • İsrail askeri gücü, özellikle savaş zamanlarındaki işgal devletinin
    modern silahları, Batı ve Amerikan hava taşıtları teçhizatı ve
    desteğiyle ilişkilendirilmeli ve aktarılmalıdır.
  • Tek tip bir terminoloji ve söylem benimsenmeli ve bu söylem ve
    kullanım geliştirilmelidir. Örneğin, İsrail’in bombalama eylemleri
    ya da Filistinlilerin katledilmesi, terörizm ve insanlık dışı eylemler
    olarak tanımlanmalıdır.
  • Medya içerikleri sosyal medyaya, politikalarına ve araçlarına göre
    uyarlanmalı, İsrail’in saldırganlığına ilişkin uluslararası ve tek tip
    etiketler yayılmalı ve kullanılmalıdır.